Bir Delinin Parmakları

[sws_frames imageurl=”http://www.f2r.net/wp-content/uploads/2011/10/ask-delilik.jpg” imageframe=”sws_style1″ borderradius=”4″ imagealign=”sws_left” imagesize=”300″ imagemaxheight=””] [/sws_frames] Bir delinin parmakları ince ve uzun olur.Baktığında her an kırılabilecekmiş gibi durur.Dokunduğunda ölüm kadar soğuktur ve aşk kadar yakıcı. Araf gibidir bir delinin parmakları ve uzanır göz kapaklarına usulca kapanırken dünya yüzüne en son aklında o delinin parmakları kalır.

Kendi kendine dolanır parmaklar kara kalem cümlelerine. Gülerken, umursamaz görünürken içindeki cam parçaları usulca ilerler tüm iç organlarını yırtarak. Acıyı hissetmez. Bir delinin alışkanlığıdır acı o yüzden aklı yitip gitmiştir, çok eski zamanlarda açık bir pencereden kaçan mor renkli bir kuş gibi. Aşkları deniz kokulu olur. Hırçın dalgalarında boğulsa da mis gibi içine doldurur aşkın kokusunu.

Seyrederken tüm dünyayı bir kayanın üstünde şehrin ışıkları yansır umutsuzluğuna. Bilir ama delidir inkar eder hiç sevilmediğini.Tedirgin ve telaşlı aşk nöbetlerinde titrerken soluk soluğa parmaklarını geçirir etine hala yaşadığını anlatmak için bedenine.

Normal nedir diye sorar deli aynaya. Aynadan cevap gelmez. “Senin bir yüzün var yansıyan görüyor musun ne kadar normal” diye kendi kendini cevaplar.Delinin parmakları uzanır yüzüne sırf varlığına inanabilmek için. Kendini yok sayıp özgürleştikçe hafifler. Martılar gibi dalıp dalıp çıkarken aşklarına çığlıkları, pişmanlıklarıdır belki de kim bilebilir ki bir martı neden çığlık atar?

Sevilmekten çok sevmek, sevmekten çok sevilmek.. Nasıl bir çelişkisin sen ey aşk, beynimde döndürüyorsun dünyayı.Sırf bir cümleye inat olsun diye tüm harfleri yaktığı da oldu ve anlamlarında boğulduğu da.. Delilik anları işte..

İnsanları anlamak bir delinin işidir. Dokunarak, koklayarak,tadarak bilir. Anlar da susar, susar da konuşur. Hafife alınmayı sever, martı olur her defasında sevgilinin gözlerine dalar usulca..

Bilir ki bu hayat; ne aşkını yaşatacaktır ne de nefes aldıracaktır. Hayatına uzanır boylu boyunca ve parmaklarıyla oynar deli hiç bilemediği şarkıları mırıldanırken, bulutlar geçer üzerinden sadece…

[sws_twitter_follow name=”soulcan” colorbutton=”blue” textcolor=”800080″ linkcolor=”800080″ background=”EEF9FD” bordercolor=”C5DEEF” showcounter=”false” language=”en”] [/sws_twitter_follow]

Fırat

By Cumhur Dursun

Cumhur; Ankara doğumlu. Ziraat Yük. Mühendisi. Basketbol ve hentbol, bir zamanlar olmazsa olmazları. Askerlik sonrası Lever ile başlayan iş hayatı, devamında önemli firmalarla oluşturulmuş bir tecrübe ve bilgi denizine dönüştürmüş O'nu. Reklam oyunculuğu yaptığı günlerde, tanıştığı birinden öğrenmiş resim yazmayı ve 2003'te katıldığı bir seminerde de renklerin dünyasına düşmüş. O zamandan beridir; bazen yoğun bazen aylak, desenlerinin dünyasında. Desenlerine buradan ulaşabilirsiniz. Şimdilerde yazıyor, çiziyor, fikir üretiyor, websitesi tasarlıyor. Sitelerinden soulcan.com desenleri ile ilgili, f2r.net ise konusunda bilgili yazara ev sahipliği yapan bir blog. Sevmeyi, gülmeyi, seyahat etmeyi, okumayı, söylemeyi, dinlemeyi çok seviyor.

Leave a comment