Gitmek

Gitmek

Bu günlerde herkes gitmek istiyor

Küçük bir sahil kasabasına


Bir başka ülkeye, dağlara, uzaklara…

Hayatından memnun olan yok.


Kiminle konuşsam aynı sey…


Herşeyi, herkesi bırakıp gitme isteği.

Öyle “yanına almak istedigi üç şey” falan yok.


Bir kendisi

Bu yeter zaten.


Herşeyi, herkesi götürdün demektir..


Keşke kendini bırakıp gidebilse insan.


Ama olmuyor.

Hani kendimizden razıyız diyelim, öteki de olmuyor.


Yani herşeyi yüzüstü bırakmak göze alınmıyor.

Böyle gidiyoruz işte.


Bir yanımız “kalk gidelim”,
öbür yanımız “otur” diyor.

“Otur” diyen kazanıyor.


O yan kalabalık zira…


İş, güç, sorumluluk, çoluk çocuk, aile,


Güvende olma dugusu…


En kötüsü alışkanlık


Alışkanlığın verdiği rahatlık,


Monotonluğun doğurduğu bıkkınlığı yeniyor.


Kalıyoruz…


Kuş olup uçmak isterken, ağaç olup kök salıyoruz.

Evlenmeler…


Bir çocuk daha doğurmalar…


Borçlara girmeler…


İşi büyütmeler…


Bir köpek bile bizi uçmaktan alıkoyabiliyor.

Misal ben…


Kapıdaki Rex’i bırakıp gidemiyorum.


Değil bu şehirden gitmek,
İki sokak öteye taşınamıyorum.


Alıp götürsem gelmez ki…


Bütün sokağın köpeği olduğunun farkında

Herkes onu o herkesi seviyor.


Hangi birimizle gitsin?

“Sırtında yumurta küfesi olmak” diye bir deyim vardır;


Evet, sırtımızda yumurta küfesi var hepimizin


Kendi imalatımız küfeler.

Ama eğreti de yaşanmaz ki bu dünyada.


Ölüm var zira.


Ölüme inat tutunmak lazım.

Bari ufak kaçışlar yapabilsek.


Var tabi yapanlar, ama az

Sadece kaymak tabakası


Hepimiz kaçabilsek…


Bütçe, zaman, keyif…

Denk olsa.


Gün içinde mesela…


Küçücük gitmeler yapabilsek.

Ne mümkün


Sabah 9, aksam 18


Sonra başka mecburiyetler

Sıkışıp kaldık.


Sırf yeme, içme, barınmanın bedeli

Bu kadar ağir olmamalı.

Hayatta kalabilmek için bir ömür veriyoruz.


Bir ömür karşılığı, bir ömür yani.


Ne saçma…


Bahar mıdır bizi bu hale getiren?


Galiba.

Ben her bahar aşık olmam ama

Her bahar gitmek isterim.


Gittiğim olmadı hiç.


Ama olsun…

istemek de güzel

Can Yücel

By Cumhur Dursun

Cumhur; Ankara doğumlu. Ziraat Yük. Mühendisi. Basketbol ve hentbol, bir zamanlar olmazsa olmazları. Askerlik sonrası Lever ile başlayan iş hayatı, devamında önemli firmalarla oluşturulmuş bir tecrübe ve bilgi denizine dönüştürmüş O'nu. Reklam oyunculuğu yaptığı günlerde, tanıştığı birinden öğrenmiş resim yazmayı ve 2003'te katıldığı bir seminerde de renklerin dünyasına düşmüş. O zamandan beridir; bazen yoğun bazen aylak, desenlerinin dünyasında. Desenlerine buradan ulaşabilirsiniz. Şimdilerde yazıyor, çiziyor, fikir üretiyor, websitesi tasarlıyor. Sitelerinden soulcan.com desenleri ile ilgili, f2r.net ise konusunda bilgili yazara ev sahipliği yapan bir blog. Sevmeyi, gülmeyi, seyahat etmeyi, okumayı, söylemeyi, dinlemeyi çok seviyor.

Leave a comment