Güncellik Genç Kalmaktır.

guncel-gencDokuz yaşındayken evde yalnız kalmaktan korktuğumu hatırlıyorum. Annem büyüyünce geçer, korkmazsın demişti. “Ne kadar büyümem lâzım?”diye sorunca, cevabı beni şok etmişti. 13 yaşına kadar…

13 yaş… Bana ömrümün öbür ucu gibi gelmişti!

Ne olduğunu anlamadan kendimi 17 yaşında liseyi bitirmiş buldum. Derken üniversite, iş hayatı bir anda 20’lerimin ortasındaydım. Annem haklıydı, zaman gittikçe daha da hızlı akıyordu.

Birkaç ay önce kuzenim yüzüme tokat gibi inen bir yorum yaptı ve “abla, sen de 30’larına merdiven dayadın” dedi. Bir an kendimi etrafıma bakmaktan alıkoyamadım. Bana demiyordur sandım. Sonuçta ben 27 yaşındaydım. Ne uzun bir merdivendi bu! Biraz haksızlık olmuyor muydu?

Sonra farkettim ki, internetteki formlarda doğum tarihim gittikçe aşağı kaymaya başlamıştı. Bunun üstüne, kozmetik dükkanındaki kadın bana kırışıklık önleyici krem önerdi, benzinlikteki yaşıtım

çocuk bana “abla, ne kadarlık olsun?” dedi…

Günlerim artık paranoya ile geçiyordu. Kendimi nuhnebîden kalma laflar ederken bulmaya başladım. “O zamanlar cep telefonu yoktu tabii!” “ICQ daha yeni çıkmış…” gibi cümleler kullanırken buldum kendimi. Bir arkadaşımın 11 yaşındaki kızının şaşkın bakışları ayılttı beni.

Bir an düşündüm, Voltran’ı izleyerek Susam Sokağı’nda büyümüştük biz. Yalan Rüzgarı gibi geçmişti ergenliğimiz. “Cep telefonu diye birşey çıkmış” dediklerinde ağzımız açık kalmıştık. Biz uluslararası mektup arkadaşları edinip yazışmıştık. Sonradan Alta Vista’larda arama yapıp, ICQ!larda online arkadaşlar bulmuştuk.

İnternetten sanal arkadaş bulunup gerçek ortamda buluşulan bir dönemin çocuklarıydık, biz. Normal arkadaşlarımızın sanal ortamlara taşındığı bir dönemin değil.

O kadar çok şey sığdırmıştık ki 20 küsür yıllık hayatlarımıza şimdiden çağ dışı şeylerden bahsedebiliyorduk.

Sonuçta Facebook, 42 milyon üyesiyle 3 senede dünyayı fethetmişti. Artık sanal sarılmalar, dijital öpücükler, yapay muhabbetler geziyordu etrafta. Yok olmuştu eski merhabalar, hatır sormalar. Toplu mesajlar vardı onlar yerine… Kimbilir daha neler taşınacaktı dijital ortamlara?

Peki, ne yapmalıydı teknolojinin yarattığı bu yaşlanma hissine karşı?

İşin ilginç yanı da bu ya. Güncel olmak genç kalmak demek artık bu çağda… Skype ile dünyayla ücretsiz konuşmak, cep telefonlarının bedava arandığı siteleri bulmak, gideceğin yeri sormak yerine önceden internetten bakmak, sanal alemden yemek siparişi verip alışveriş yapmak; emailsiz, internetsiz, MSN’siz, chatsiz bir gün bile duramamak genç kalmak demek bu çağda.

Artık yaşımız değil güncelliğimiz karar veriyor, yaşlanıp yaşlanmadığımıza..

Sinem Ersever

By Cumhur Dursun

Cumhur; Ankara doğumlu. Ziraat Yük. Mühendisi. Basketbol ve hentbol, bir zamanlar olmazsa olmazları. Askerlik sonrası Lever ile başlayan iş hayatı, devamında önemli firmalarla oluşturulmuş bir tecrübe ve bilgi denizine dönüştürmüş O'nu. Reklam oyunculuğu yaptığı günlerde, tanıştığı birinden öğrenmiş resim yazmayı ve 2003'te katıldığı bir seminerde de renklerin dünyasına düşmüş. O zamandan beridir; bazen yoğun bazen aylak, desenlerinin dünyasında. Desenlerine buradan ulaşabilirsiniz. Şimdilerde yazıyor, çiziyor, fikir üretiyor, websitesi tasarlıyor. Sitelerinden soulcan.com desenleri ile ilgili, f2r.net ise konusunda bilgili yazara ev sahipliği yapan bir blog. Sevmeyi, gülmeyi, seyahat etmeyi, okumayı, söylemeyi, dinlemeyi çok seviyor.

Leave a comment