Hayattan Keyif Alabiliyor musun?

the-bucket-list

İnsanları keşfetmenin en güzel yolu soru sormaktır. Ben çevremdeki her insanasoru sormayı, onları keşfetmeyi, onlardan bir şeyler öğrenmeyi ve paylaşmayı seven bir insanim.
Bir akşam kanser olmuş ve bir sene sonra ölecek iki kanser hastasının mükemmel bir filmine gittim; Jack Nicholson baş rolde oynuyor . Filmin adı“ Şimdi Ya da Asla”
Filmin özeti : Yolları, bir hastane odasında aynı hastalığı paylaşmakla kesişen ikili, iki ortak noktaları daha olduğunu keşfeder: hayatlarının kalan kısmını yapmak istedikleri her şeyi yaparak geçirme arzusu ve kendileriyle barışma ihtiyacı. Hayatları boyunca yapmak istedikleri herşeyin bir listesini yapıp hastaneyi terkeden iki arkadaş, birlikte araba seyahatine çıkarlar ve bu süreçte dost olup, hayatı dolu dolu, hoşgörü ve mizahla yaşamayı öğrenirler.

Hastalardan biri milyarder bir iş adamı Jack Nicholson , diğeri ise orta halli ( ancak hayat konusunda çok bilgili bir kişi) siyahi artist  Morgan Freeman’dır. .. İkisi de milyarder iş adamın kendi hastanesinde tedavi görürler. Milyarder iş adamı, hastanenin feslesefinin ne olursa, kim olursa olsun her odada 2 kişi yatmalı prensibiyle, kendi hastanesinde olmasına rağmen, odayı tanımadığı orta halli bir siyahi ile paylaşmak zorunda kalır..

Bütün dünyayı birlikte gezerler. Orta hallinin mutlu bir ailesi varken (kıymetini Jack ile tanışana kadar anlamasada !), milyarder 3 kere boşanmış, yalnız bir adam. Orta halli bir gün şu soruyu sorar : Hayatından keyif/mutluluk aldın mı? İnsanlara keyif ve mutluluk verdin mi? Ne kadar güzel 2 soru.. Herkes kendisine sorması gerekir !

Hayatta en önemli değerler mizah gücü, hoşgörü, pozitif düşüncedir .. En önemli güç ise vermek ve paylaşmaktır. Geride kalanlara iyi bir şeyler bırakabilmek.
Küçükken annem bana sürekli bana şunları söylerdi : “Dünyanın en güzel duygusu vermektir. Veren insan hep kazanır.” “Vermek, almaktan daha değerli bir duygudur.” Haftada iki gün genelde gece yarısı şu anda yazdığım yazıları yazıyorum. Bilgimi ve tecrübemi paylaşma imkanım oluyor. Şu anda saat sabahın ikisi.. Bu yazılardan hiç bir maddi gelirim olmamasına rağmen,  inanın yazarken aldığım keyif ve mutluluğun parasal karşılığı yok..

15 senedir yöneticilik yapıyorum. Yeni nesil ve gelecek nesiller o kadar farklı ve bireysel yetişiyorki. Belli değerleri maalesef öğrenemiyorlar. Sürekli tüketerek veya teknoloji ile ekran başında bireysel ve sanal bir hayat yaşıyorlar. Çoğu güzel duyguyu tatmadan, maddi bir dünyada bireysel ve bencil yaşıyorlar. Toplumumuzun geleneksel değerlerini alamıyorlar (aileler ağır hayat koşulları sebebiyle, çocuklarıyla yeterince zaman geçiremiyorlar, belli değerleri veremiyorlar). Gençlerin sürekli kafaları karışık, hayattan ne istediklerini bilmeden, sahip olduklarından çok sahip olmadıklarını düşünerek kendilerini mutsuz ediyorlar..

Bugün tüm gün yine elemanlarımla yeni yıl maaşlarını tartışarak geçirdim. Genelde maaş zamlarında taleplerini kendi yaptıklarından çok, arkadaşının aldığı maaşla veya şirketimizdeki diğer elemanlarla mukayese ederek bana iletiyorlardı.. Yeni nesiller çok farklı … Hemen almak, yükselmek ve kendini sorgulamadan, sadece talep ediyorlar.

Bugün bir elemanım bana şunu sordu :
“ İnsanın mutluluğunda para ne kadar önemli? Bende, paranın mutlulukta ana neden olmadığını, yeterli seviyede para sahibi olmanın, insanın mutluluğu için yeterli olacağını söyledim”
Bu filmi yazmamın temel nedeni yeni nesillere faydalı olmak, yol göstermek.
Öğütlerim şunlar olacaktır :
Ne yaparsanız yapın, önce verin sonra talep edin..
Vermenin zenginlik olduğunu, almaktan daha önemli bir değer olduğunun bilincinde olun.
Çok paranın mutluluk getirmediğini, esas mutluluğun ve gücün içinizde olduğunu bilin.
Verdiğimiz sürece alacağınızı, paylaştıkça kendimizi daha çok seveceğinizin bilincinde olun.
İnsanın hayatta mutlu eden şeylerin, çok ufak ve basit şeylerden ibaret olduğunu, bu değerleri para ile satın alamıyacağınızı  bilin.

Filmde ölmeden önce yapılması gerekenlerin  listesinde en çok hoşuma giden 3 madde şunlardı :
“ Hiç tanımadığın bir insana karşılıksız yardım etmek”
“ Gözünden yaş gelene kadar gülmek “
“ Dünyanın en güzel kızını öpmek – uzun zamandır görmediği torununu öpüyor.”
Hayatı doya doya yaşayın.. Hayattan keyif almak ve  gerçek mutluluğu tatmanın almaktan veya çok para sahibi olmaktan değil, insanlara yardım etmekten, mutlu etmekten, vermekten, paylaşmaktan kaynaklandığını unutmayın. Bu filmi muhakkak izleyin..

Sevgilerimle,

Taner Özdeş

By Cumhur Dursun

Cumhur; Ankara doğumlu. Ziraat Yük. Mühendisi. Basketbol ve hentbol, bir zamanlar olmazsa olmazları. Askerlik sonrası Lever ile başlayan iş hayatı, devamında önemli firmalarla oluşturulmuş bir tecrübe ve bilgi denizine dönüştürmüş O'nu. Reklam oyunculuğu yaptığı günlerde, tanıştığı birinden öğrenmiş resim yazmayı ve 2003'te katıldığı bir seminerde de renklerin dünyasına düşmüş. O zamandan beridir; bazen yoğun bazen aylak, desenlerinin dünyasında. Desenlerine buradan ulaşabilirsiniz. Şimdilerde yazıyor, çiziyor, fikir üretiyor, websitesi tasarlıyor. Sitelerinden soulcan.com desenleri ile ilgili, f2r.net ise konusunda bilgili yazara ev sahipliği yapan bir blog. Sevmeyi, gülmeyi, seyahat etmeyi, okumayı, söylemeyi, dinlemeyi çok seviyor.

Leave a comment