Kadın Olmanın Çıkmazı

Kadın Olmanın Çıkmazı

Aynanın içine girmişti resmen. Yüzünde beliren çizgileri inceliyordu. Sanki dün yoktu bu, peki şu bu kadar derin miydi, derken gördüğü çizgiler her geçen dakika daha da derinleşiyordu.

Gözünün önüne düşen perçemleri eliyle düzeltti April. Gözlerini şaşı yapıp, dilini ağzının içinde sağa sola çevirip yanaklarını şişirdi. Her kadın gibi yaşlanmaktan korkuyordu. April, biraz daha fazla korkuyor olabilirdi.

April, erkekleri hep şanslı görürdü. Onların hiç yaşlanma endişeleri yok ne güzel diye söylendi yüzüne kremi yedirmeye çalışırken. ”Çünkü biz kadınlar, onları her şekilde sevebiliyorduk. Kel, göbekli, yaşlı, kısa olabiliyorlardı. Biz bu özelliklerini seksi bile bulabiliyorduk. Oysa erkekler böyle miydi? Hep zayıf, asla yaşlanmayan hep çok güzel birer android olmalıydık yanlarında. Eğer öyle olmazsak öyle olabilen bir androide kaçabilirlerdi, her zaman daha gencimizi bulmaları mümkündü. Kadınlar yaşlandığı için karizmatik olamayacağından gideri de olamayacaktı. Asla daha gencini bulma şansı da olmayacaktı elbette. Zaten erkek,kadından büyük olmalı. Toplum bunu emreder çünkü erkek milleti böyle ister. Kadınla ilgili bir ön yargı varsa bu muhakkak toplumun erkek kısmının hayal gücünden çıkar zaten. Kadınların standartları sürekli yükselir. Hayatımız boyunca hiçbir şeyi rahatça yapamayız; ne yiyebiliriz rahatça, ne içebiliriz.”

Lanet olsun, dedi kafasında dönüp duran bu düşüncelere… Ne zaman yüzündeki çizgiler için aynaya baksa hep erkekleri suçlar, böyle fikirler doluşur kafasına ve hep ”lanet olsun” diye bağırarak ayrılırdı aynanın karşısından.

Acaba bu işte erkeklerin bir günahı yok da,biz kadınlar mı birbirimizden nefret ediyorduk diye düşündü,tekrar aynanın karşısına gelip giyidiği kıyafetini incelerken. Birbirimizle olan bu savaşta mükemmel olmaya çalışırken erkekler de aramızdaki en büyük silah mıydı birbirimizin canını yakmak için. Biz birbirimizi hırpalarken, erkekler kendilerini bizim ellerimize bırakmışlar bu savaşta ganimet rolüne bürünmüşlerdi. Rahattılar o yüzden. Ganimeti alan kazanan taraf ve kazanan taraf da güçlü taraf olacağından erkekler kazanıyordu aslında her türlü diye söylendi eliyle eteğini düzeltirken.

Belki kadınlar anlaşsa, birbirlerine adil davranmayı göze alsalar erkek milleti de böylesi şımarmazdı. Bizi, bizimle öldürüyorlardı ve buna biz izin veriyorduk öylesine gözümüz dönmüştü kinimizle.

Bunları düşünürken saçını fönlemeyi de bitirmişti. Sinirden yanakları kızarmıştı allığını eliyle azalttı daha çok kırmızı görünmesin diye. Son bir kez aynaya baktı, rujunu düzeltti artık hazırdı savaşmaya.

Fırat

By Cumhur Dursun

Cumhur; Ankara doğumlu. Ziraat Yük. Mühendisi. Basketbol ve hentbol, bir zamanlar olmazsa olmazları. Askerlik sonrası Lever ile başlayan iş hayatı, devamında önemli firmalarla oluşturulmuş bir tecrübe ve bilgi denizine dönüştürmüş O'nu. Reklam oyunculuğu yaptığı günlerde, tanıştığı birinden öğrenmiş resim yazmayı ve 2003'te katıldığı bir seminerde de renklerin dünyasına düşmüş. O zamandan beridir; bazen yoğun bazen aylak, desenlerinin dünyasında. Desenlerine buradan ulaşabilirsiniz. Şimdilerde yazıyor, çiziyor, fikir üretiyor, websitesi tasarlıyor. Sitelerinden soulcan.com desenleri ile ilgili, f2r.net ise konusunda bilgili yazara ev sahipliği yapan bir blog. Sevmeyi, gülmeyi, seyahat etmeyi, okumayı, söylemeyi, dinlemeyi çok seviyor.

Leave a comment