Takyon Enerjisi – Tachyon

Son yıllarda, hatta son 1-2 yıl gibi kısa bir süredir gözlerimizin, kulaklarımızın aşina olduğu bilimsel terimler çok arttı.

Neredeyse merak düzeyi biraz yüksek herkesin, kuantum fiziğine ilişkin bir fikri var. Sayıları azımsanamayacak pek çok insan cern deneyinden haberdar ve olanları takip etmeye çalışıyor.

Filmler, diziler sanki bizi yeni bir enerji çağına hazırlamaya çalışıyor. “Tanrı parçacığı” diye bir şey duyuyor, belki uçuk bir bilimsel yaklaşım olduğunu düşünüyor, belki merakla deneysel kanıtları bekliyorsunuz.

Ben de, sizin o meraklı kişiliklerden olduğunuzu umarak, bugün Kaynak’ın Evrendeki ilk görünür hali olan Tachyon partiküllerini(zerre, parçacık) anlatmaya çalışacağım. Belki bu bilgileri bilim adamı olmayan birinden almak, daha anlaşılır olacaktır.

Enerji Çevirici: 1856-1943 yıllarında yaşamış olan araştırmacı, fizikçi Nikola Tesla; devrimci icadıyla serbest enerji çağını başlatmış, 1931 yılında fosil yakıtlı arabasında kullandığı enerji çevirici, arabanın hızını her saat artan periyotlarla 80 milin üzerine çıkarmıştır.

Ardından Dr.Henry Moray bu enerji çeviricisini daha geliştirip patent ofisine müracaat etmiş ama ofis bilinmeyen enerjinin kaynağını belirtemediği için başvurusunu reddetmiş.

1953 yılında Dr.Hans Niegel sağlık çalışmalarında ışıktan hızlı bir enerjinin varlığını tesbit etmiş.

Tachyon: 1966 da fizikçi Gerald Feinberg ve George Sudershan , kendi hareketini kendi sağlayan, atom altı parçacıklardan daha hızlı hareket eden, kütlesiz, ışıktan hızlı enerjiyi tesbit ettiklerinde, ışık hızının ötesinde bir şeyler olduğu konusundaki  bilim adamlarının görüşlerini birleştirerek tüm muhalefetlere rağmen yeni bir enerji çağı başlattılar.

Adına da, yunanca ışıktan hızlı demek olan Tachyon (okunuşu Takyon) dediler.

Nasa : 1967-1971 yıllarında Nasa tarafındanda ölçümlenip tesbit edildi ve 1975 yılında Evrenimizde ışıktan hızlı partiküllerin (zerre, kütlesiz parçacık) varlığı Nasa tarafından resmen kabul edildi.

Sıfır Noktası Alanı: Kuantum fiziğinde Evreni dolduran enerji, “Sıfır Noktası Alanı” diye isimlendirilir.

Işıktan hızlıdır, şekilsizdir, her anda ve her yerdedir, frekansı (salınımı, titreşimi) yoktur, yer çekiminden etkilenmez, sınırsız bilgi ile doludur ve içinde mükemmel bir form yaratacak partikülleri barındırır.

Tachyon enerji partikülleri de Sıfır Noktası Alanının tüm özelliklerini içinde  barındırır.  Basit bir benzetme yaparsak, Sıfır Noktası Alanı okyanus, Tachyon  partikülleriyse okyanusun damlaları gibidir.

Enerjisel Devamlılık: Tachyon enerjisi partikülleri bir frekans değildir,  tüm frekansları içinde barındıran frekansların kaynağıdır. Tachyon  Evrende var olan en alt seviyedeki potansiyel enerji alanlarını etkileyerek bir üst seviyeye evrimleştirir. Bu seviyedeki alanları da tekrar etkiler ve daha üst seviyeye yükseltir.

Bu etkileşim hangi formu/şekli oluşturacaksa onun en mükemmel hali gerçekleşene kadar kesintisiz devam eder. Bu Enerjisel Devamlılık, Sıfır Noktası Alanının Tachyon partikülleriyle Evrenimize ve bizim dünyamıza sürekli akışıdır.

Kaynakla Buluşmak: Dünyamız bir şekil/form dünyasıdır. Bu nedenle şekil dünyasından, şekilsiz ‘Sıfır Noktası’na ulaşmanın yolu ise sadece Tachyondan geçer. Benim şifa çalışmalarımda kullandığım  Reiki, Ra Sheeba, Reconnective Healing, Bars ve kullanıcı olmadığım ama bazılarını deneyimlediğim frekans enerjileri Kaynak’la buluşmak için Tachyona ulaşır.

Tachyon, Evrenin bağlayıcı enerjisidir.

Tachyon’un İnsan Sağlığı için Kullanımı: Birçok bilim adamı enerji çeviricisi  kullanarak Tachyon enerjisini bildiğimiz elektrik enerjisine çevirmeye yoğunlaşmıştır.

Fizikçi David Wagner ise, insan sağlığına yoğunlaşmış, bu konuda çalışmalar gerçekleştirmiş ve bir takım materyalleri Takyonize edebildiği bir enerji çevirici yapmıştır. Takyonize etmenin amacı, her tür materyali Tachyon enerjisini  bedene yönlendirecek  anten haline getirmektir.

Tachyonun içinde barınan frekans enerjilerinde niyet ederek enerjiye kendimizi anten olarak sunarken Tacyonda bedenimizi anten olarak kullanamıyoruz çünki Tachyon enerjisinin frekansı yok.

Tachyon enerjisi hasta bir bedene yönlendirildiğinde, o bedenin en mükemmel hali Tachyon içinde mevcut olduğundan, bedenin hangi frekans enerjisine veya hangi hücrelerin yenilenmesine ihtiyacı varsa, Tachyon bedende enerjisel devamlılıkla şifayı gerçekleştirir. Şifa bütünseldir ve Tachyon, hem fiziksel, hem duygusal, hem zihinsel, hemde ruhsal seviyede şifayı gerçekleştirir.

Tachyon enerji partikülleri şekil ve şekilsizlik arasında bir bağlantıdır. Ve bizlere Tüm Var Olan’a/ Kaynak’a giden yolda form ve formsuzluk arasında bir kapı açma, bağlantı kurma imkanı sunar.

David Wagner, bu bilgiyi insan bedenine yönlendirmeyi anlatabilmek için Kaliforniya da Tacyon Enstitüsünü kurmuş.( Enstitü daha sonra Üniversite oldu) Enstitüden ülkemize gönderdiği eğitmenden 2003 yılında aldığım Tachyon eğitimi bende köklü değişimler yarattı.Tachyonun gerçeğin özü olduğunu fark eden ve şifalanmayı isteyenlere uyguladığımda gerçekleşen değişimler gözle görülür haldeydi. Her alınan sonucun mükemmelliği karşısında dilim tutulur.

Etrafımızda  görünür olarak ortaya çıkmış tüm formların kaynağı/özü, enerjinin daha yoğun halidir dedim ve  bilim dünyasındaki buluşlarla da fark edebilmenizi kolaylaştırmaya çalıştım. Her şeyin özü enerjiyse bedenin özüde enerjidir, bedeni yöneten işletim sistemi olarak görev yapan zihindeki kavramların, düşüncelerin özüde enerjidir. Enerjinin akışında bir engel olduğunda, bedende denge bozulur ve bedensel, zihinsel hastalıklar oluşur. Bedende yeniden dengenin kurulması için, özüne yani enerjiye ihtiyacı vardır.

Bu gerçekliğe, ben ve benim gibi  enerji terapistleri gönülden inanır, isimleri farklı, frekansları farklı enerjileri bedene yönlendiririz. Bu yönlenen enerjilerin hem bedeni, hem düşünceleri, duyguları, hemde ruhu iyileştirdiğine inanırız.

Ruhun bu dünyadaki yolculuğuna eşlik eden bedene ve zihne daha farkındalıkla ve enerjisel desteklerle yaklaştığımızda, ruh-beden-zihin bütünlüğünü kurabiliriz.

Sevgiyle paylaştım,

Nevin

Bana yazın

By Cumhur Dursun

Cumhur; Ankara doğumlu. Ziraat Yük. Mühendisi. Basketbol ve hentbol, bir zamanlar olmazsa olmazları. Askerlik sonrası Lever ile başlayan iş hayatı, devamında önemli firmalarla oluşturulmuş bir tecrübe ve bilgi denizine dönüştürmüş O'nu. Reklam oyunculuğu yaptığı günlerde, tanıştığı birinden öğrenmiş resim yazmayı ve 2003'te katıldığı bir seminerde de renklerin dünyasına düşmüş. O zamandan beridir; bazen yoğun bazen aylak, desenlerinin dünyasında. Desenlerine buradan ulaşabilirsiniz. Şimdilerde yazıyor, çiziyor, fikir üretiyor, websitesi tasarlıyor. Sitelerinden soulcan.com desenleri ile ilgili, f2r.net ise konusunda bilgili yazara ev sahipliği yapan bir blog. Sevmeyi, gülmeyi, seyahat etmeyi, okumayı, söylemeyi, dinlemeyi çok seviyor.

Leave a comment