YÜZLEŞME – 3

yuzlesme3Ben varlığım. Ben bolluğum. Ben neş’eyim.

Onu evde bulamamıştı. Eşi “bu sene erken kaçtı Bodrum’a” dedi. “Dur telefonunu vereyim”. Teşekkür etti ve ayrıldı. Hemen yakınlardaki bir telefon kulübesinden onu aradı. Telefon uzun çaldı. Açıldığında ise mentoru nefes nefeseydi.

– Günaydın. Ne o, iş üstünde yakaladım herhalde.

– Hayrdır? Daha kargalar bokunu yemeden?

– Hayr. Seninle birşey paylaşmak istiyorum. Daha doğrusu senden destek almak. Bununla ilgili birşeyler yapabilirsin diye düşündüm de. Sesinde heyecan vardı.

– Bu dediğin ne?

– Beni 35 yıldır boğan bir sorun.

– Dinliyorum.

– Yatakta sorunlarım var; hem fizik hem teknik.

– Bak şimdi hemen yol çıktın mı, akşam üzeri buradasın. Bir yandan balık yeriz, bir yandan da seni dinlerim. Sesinden bunun, senin için  ciddi bir sorun olduğunu anlıyorum.

– Şimdi olmaz.

– Ne zaman?

– Yarın. Şimdi eve dönmeliyim!

– Yarın o zaman!

Ben varlığım. Ben bolluğum. Ben neş’eyim.

Hava İstanbul’un Nisan sabahı için şaşkınlık verecek derecede ılıktı. Kadın, kahvaltı hazırlamış, ekmekleri bile kızartmıştı. Pencereden çıkılan yemyeşil bahçede, henüz birkaçı açmaya başlayan çiçeklerin ortasında kurduğu portatif masa üstünde bir kuş sütü eksikti. Nina Simone ile mahmurluğunu atmaya çalışırken sabah kahvesini yudumluyordu. Kapı çaldı. Gelen adamdı. Gece az uyumaktan göz altları çökmüştü. Her ikisi için de şimdiye dek hayatlarının en sıcak ve sevgi dolu gecesini yaşamışlığın verdiği haz ve huzurla sarıldılar.

– Kahvaltı hazırladım dedi kadın, bahçede.

Kadına yeniden baktı. Gece en çok O’nun kadar uyumuşken bile göz kamaştırıcıydı. Masaya oturdular.

– Nereye gittin?

– Bir dostuma. Evde değildi.

– Tanıyor muyum?

– Hayır ancak mutlaka tanıştırırım birgün.

– İyi misin?

– Hiç bu kadar iyi olmamıştım dedi adam. Notumu aldın mı?

– Evet! dedi kadın sevgiyle adamın gözlerine bakarken. Adam başka bir cevap bekliyordu.

– Evet! Yani?

– Cevabı verdim ya.

– ?

– Evet, olurum dedi gülümseyerek.

Kahvaltı boyunca hiç konuşmadılar. Sabahın sessizliği, hafif serinliğiyle birleştiğinde zaten susmak en doğalıydı. Adam sigarasını yaktı.

– Bir aylığına gidiyorum. Döndüğümde burada olacak mısın?

– Tabi ki! diye cevap verdi kadın meraklı bakan gözlerle. ‘Peki, yolculuk nereye?’

– Bodrum’a…

Ben varlığım. Ben bolluğum. Ben neş’eyim.

By Cumhur Dursun

Cumhur; Ankara doğumlu. Ziraat Yük. Mühendisi. Basketbol ve hentbol, bir zamanlar olmazsa olmazları. Askerlik sonrası Lever ile başlayan iş hayatı, devamında önemli firmalarla oluşturulmuş bir tecrübe ve bilgi denizine dönüştürmüş O'nu. Reklam oyunculuğu yaptığı günlerde, tanıştığı birinden öğrenmiş resim yazmayı ve 2003'te katıldığı bir seminerde de renklerin dünyasına düşmüş. O zamandan beridir; bazen yoğun bazen aylak, desenlerinin dünyasında. Desenlerine buradan ulaşabilirsiniz. Şimdilerde yazıyor, çiziyor, fikir üretiyor, websitesi tasarlıyor. Sitelerinden soulcan.com desenleri ile ilgili, f2r.net ise konusunda bilgili yazara ev sahipliği yapan bir blog. Sevmeyi, gülmeyi, seyahat etmeyi, okumayı, söylemeyi, dinlemeyi çok seviyor.

Leave a comment