Su ve Tuz – 5

waterYazıyı okumaya başlamadan önce lütfen yanınıza bir bardak su alır mısınız?

Burada gıdalarınıza ne kadar dikkat etseniz de çevrenizdeki insanların size yüklediği negatiflikler sizin strüktürünüzü bozabilir ve hasta edebilir.  Kristalleriniz parçalanır.  Fakat yine de bedenlerimiz kendini mükemmel bir şekilde yenileyebilir, bedenimiz aynı bir akü gibi algılanmalıdır.  Ancak bedenimiz şarj edilmelidir, insan bedeninin bu doğal regülasyon işlemine homoöstaz diyoruz.  Dünyada hiçbir doktor, mevcut olan 58.000 alopatik ilaçlardan hiçbiri tedavi edemez.  Biliyor musunuz sizi kim tedavi eder?  Kendiniz!  Ve iyi bir doktor bunu size iyileşmeniz için ihtiyacınız olan bilgiyi tekrar vererek ve bu şekilde size destek olarak bu homoöstazı tekrar oluşturmanıza yardım ederek yapar.  Bu nedenle “bağışıklık sistemi” kelimesi yanlıştır. 

Tam olarak bakıldığında bizim bağışıklık sistemimiz yoktur, bizim entegrasyon sistemimiz vardır.  Gerekli enerjiye sahip olduğumuz sürece bedenimiz zararlı maddelerle gerektiği gibi başa çıkabilir ve eğer çevremizde her zaman bize karşı negatif insanlar bulunuyorsa, buna rağmen aktivitelerimizle ve pozitifliğimizle kendimizi koruyabiliriz.  Ama eğer siz her gün negatifliğin içinde bulunursanız ve kendinizi korumazsanız, o zaman bu sizi en sonunda yapısı bozuk hücre formu olan kansere kadar götürebilir.  Normal durumda hasta ve zayıf insanların sağlıklı olanlara oranla daha çok hasta ve zayıf çocukları olduğunu biliyoruz.  Bedenimizdeki her bir hücrede de bu durum aynıdır.  Tüm bu hücreler, hücre suyunuzun canlılığıyla bir geometriye, bir strüktüre bağlıdırlar.  Sizin için her şeyden önemlisi, hücre suyunuzun her alanındaki bu kristalleri tekrar yapılandırmak olmalıdır.  Şimdi yeni bir deney yapabiliriz, bozuk, hasta bir suyu alalım ve sıvılaştırarak tek bir kelime olan “Sevgi” kelimesiyle yeni bir bilgi verelim.  Bunu tekrar -5 derecede donduralım ve elektron mikroskobuyla fotoğrafını çekelim.  Birdenbire bu mükemmel kristali, mükemmel geometriyi elde ederiz.  Bu deneyi tersten ve yüzden 10.000 defa yapabiliriz, bilimsel ve objektif olarak suyun düşünceyle ne kadar etkilenebileceğini yine kanıtlamış oluruz.

Bedeninizin %70’i sudan oluştuğundan bu sizin için önemlidir.  Kalitenin yanı sıra miktara da dikkat etmelisiniz, çünkü çok az su içiyorsunuz.  Mükemmel organize olmuş bir beden oluşturmak için günlük en azından 2 litre su içmelisiniz.  Eğer insanlar çok kahve, çok limonata ve benzeri içtiklerini düşünüyorlarsa, o zaman bu çözüm değil, çünkü çamaşırlarınızı kahveyle yıkayamazsınız.  Su mükemmel bir çözelti maddesidir ve her şeyi kendine bağlayabilecek durumdadır.  Bu nedenle su içmek gerçekten çok önemlidir.  Vücudumuz çok iyi bir şekilde kendi kendini iyileştirebilir.  Çoğu kişi de bunu oruç kürleri vasıtasıyla,  bunları bıçaksız ameliyat olarak da adlandırabiliriz, yaparlar.  Vücudunuzun tekrar temizlenmesini sağlayın.  Sanayi tarzda gıdaların işlenmesiyle vücudunuza almış olduğunuz inorganik maddelerden kurtulun.

Bunun için de bunları çözen bir şeye ihtiyacınız var.  Ve bu da su; su bunu başarır.  Ve artık biyofiziksel olarak da kanıtlayabildiğimiz gibi,  su yüksek derecede strüktürlü bir yapıya sahip.  Ve bu strüktürlerden dolayı vücudumuzdaki benzer titreşimleri içererek bir çok hastalıkları, Alzheimer rahatsızlığına kadar, ve beyinlerimizin kıvrımlarına yerleşmiş olan hafif ve ağır metal tortularını bile sökebilir.

İsrail’de bir doktora gittiğinizde, orada bir gelenek vardır, hangi rahatsızlıktan dolayı gitmiş olursanız olun, sizi önce tekrar bekleme odasına yollayıp, yarım saat içinde içmek üzere size 2 Litre su verilir.  Ve siz bu suyu içtikten sonra hala şikayetleriniz varsa bundan sonra sizi muayeneye kabul ediyorlar.  Birden beliren hastalıkların % 80’ini sadece su içerek iyileştirilebileceğini görmüşler ve bunun sadece suyun kalitesine bağlı olmadığı da tespit edilmiş.  Bunun için su çözelti maddesi olarak biriken tüm atıkları dışarı taşımak için kullanılıyor.

Örneğin burnunuz aktığında neler oluyor?  Vücudunuzda daha önceleri birikmiş olan zararlı maddelerin nötralize edilerek dışarı atılabilmesi için salgılar oluşuyor ve burnunuzdan dışarı çıkıyor.  Aynı olay cildiniz için de geçerli olduğundan, vücudunuza girmiş olan zararlı tüm maddeler cildiniz vasıtasıyla da ifraz edilir.

Bütün problem aslında içeride, oraya girmemesi gereken maddeleri su yine dışarı taşıma kapasitesine sahip.  Burada suyun miktarı kadar kalitesi de tabii ki önemli.

Artık bildiğimiz gibi su, 80 metrelik bir boru sisteminden geçtiğinde,  canlılığını kaybediyor.  Bu da borunun kötü olmasından dolayı değil de borudaki basınçdan oluşuyor.  Suyun evlerimize kadar taşınabilmesi için gerekli olan basınç, suyun kendi hareketliliğini bozuyor.  Suda çift helix şeklinde spiral hareket mevcut, bu da suyun kristalinin oluşmasını sağlıyor.  Suyun spiral hareketine zarar verildiğinde, kristal yapısı da bozuluyor ve kristal şekil olmayan yerde geometri de mevcut değildir ve böylece enformasyon da oluşamaz ve neticede canlılık da yok olur.  Ve neticede bu şekilde sadece 80 metre boru hattı ile suyun canlılığını almış oluyoruz.  Şimdi ayrıca kimyasal-analitik olarak açıklamamız gereken şeyler var.

Yasaları koyanlar, su kimyasal olarak temiz oldukça belli değerler çerçevesinde bulunmasını şart koşuyorlar.  Ve bu sınır değerleri de istedikleri gibi zaman zaman aşağıya veya yukarıya çekebiliyorlar.  Halen tarım sektöründe 300 çeşitten fazla inorganik kimyasal yapıya sahip tarım ilacı kullanıldığını ve bunların neredeyse 280’i kanserojen olduğunu biliyor muydunuz ?  Kanser nedir ?  Kanser kaos’tur.  Kaos’u düzeltin, entropinin oluşmasını, yani tekrar düzenin oluşmasını sağlayın.Ve tüm bu inorganik bileşimler, bu pestisidler tam tersinin oluşmasını sağlıyorlar.

Tarımda kullanılan ilaçlar yer altı sularına karıştığından tekrar bize çeşmelerimize geliyor.  İlginç olan, 1992’ye kadar yasayı koyanlar bu 300 tarım ilacından sadece 63’ünün analiz edilme zorunluluğunu getirmiştir.  280 ilacın kanserojen olarak bilinmesine rağmen sadece 63’ünün ölçülmesi sanki bunların yokmuş gibi varsayılması ilginç değil mi, kalanların isimleri bile bilinmiyor ve bunlar için hiç bir sınır değer konulmamış.  Ve zamanla bu ölçülen 63 ilacın değerleri yükseldikçe, tolerans değerleri de yükseltilmiş.  Suyun kalitesini düzelteceğine içindeki maddelerin tolerans değerleri ile oynanmakta.  Aksi taktirde bu suyu size satmamaları gerekir.1992’den beri de zaten bu 300 tarım ilacından sadece 18’i ölçülmekte.  Ve böylece aslında neler içtiğinizi düşünebilirsiniz.

Örneğin bunların içinden birini çıkaralım: Nitrat mesela kanserojendir.  Sadece kimyasal olarak bir zehir olmasından dolayı değil sebebi çok daha başka.  Nitrat, bir kimyasal yapı olarak belli bir dalga boyuna sahip, dolayısıyla bir elektromanyetik kuvvete.  Vücudunuza Nitrat girdiğinde rezonans yerine disonans oluşur, çünkü vücudumuz Nitrat içermediği için bu madde ile rezonansa geçemiyor.  Oluşan disonans bedende kaos oluşturuyor ve birden, bazı hücre grupları dejenere olmaya başlıyor,  çünkü sürekli bir elektromanyetik içtepiye maruz kalıyorlar.  Aslında bedenimiz kendini tekrar rejenere edebilir fakat her gün aynı içtepilere maruz kaldığında, artık Nitrat’ın miktarının da önemi kalmıyor, tekrar eski yapısını koruyamıyor.

devam edecek…

Peter Ferreira

By Cumhur Dursun

Cumhur; Ankara doğumlu. Ziraat Yük. Mühendisi. Basketbol ve hentbol, bir zamanlar olmazsa olmazları. Askerlik sonrası Lever ile başlayan iş hayatı, devamında önemli firmalarla oluşturulmuş bir tecrübe ve bilgi denizine dönüştürmüş O'nu. Reklam oyunculuğu yaptığı günlerde, tanıştığı birinden öğrenmiş resim yazmayı ve 2003'te katıldığı bir seminerde de renklerin dünyasına düşmüş. O zamandan beridir; bazen yoğun bazen aylak, desenlerinin dünyasında. Desenlerine buradan ulaşabilirsiniz. Şimdilerde yazıyor, çiziyor, fikir üretiyor, websitesi tasarlıyor. Sitelerinden soulcan.com desenleri ile ilgili, f2r.net ise konusunda bilgili yazara ev sahipliği yapan bir blog. Sevmeyi, gülmeyi, seyahat etmeyi, okumayı, söylemeyi, dinlemeyi çok seviyor.

Leave a comment