İnsan

İnsan

SpermveyumurtaYumurta ve spermin bir araya geldiği o eşsiz an var ya. Kısaca bir göz atalım ki sonrasında anlatacaklarıma temel olsun istiyorum. Wikipedia diyor ki: “Testislerde oluşan bu hücrelerin üretimi ergenlik döneminde başlar. Baş kısmında döllenme sırasında yumurtaya aktaracağı kalıtsal bilgi (DNA) taşır. Kuyruğu vardır ve hareketlidr. Bir çiftleşme sırasında 300 milyon sperm salınır. Ancak yumurtayı yalnızca tek bir sperm dölleyebilir. Bir sperm bir yumurta hücresine ulaştığında, yumurtaya girmek için kuyruğunu dışarıda bırakıp, yumurta zarından geçerek kalıtsal bilgileri yumurtaya ulaştırmış olur”…

Yumurta ve sperm buradan da anlaşılacağı üzere iki ayrı şey. İkisi birleşip tek bir şey oluşturuyor: Seni! Bunca koşuşturmaca arasında, hep atladığımız birşey var. Toplamda 300 milyon sperm’den yalnızca bir tanesi, bir adet yumurtayı döllüyor. Geriye kalanlara ne oluyor dersiniz. Vücuttan ATILIYORLAR. Bu gerçeğin bilincinde olmayan bizlerse, hayatımızı hala atılacakmışız gibi yaşamaya devam ediyoruz. (Bir sonraki yazımda bununla ilgili süpppppper bir hikayem olacak!)

2 farklı şey (bilimsel anlatımında) birleşerek tek birşey oluşturuyor ya; yani görünen her bir şey en az iki farklı faktör taşıyor. Adına “dualite” dediğimiz olgu da burada oluşur.

Döllenme sonrasında ilk çalışma ve büyüme başlıyor. İlk olarak cilt oluşuyor. Bu örtünün (cilt) altında herşey gelişir. İlk 5 gün içinde vücudun şeması, diğer taslaklar ve kalbimizin tamamı yapılanıyor. Kalp, ilk ve son yaşamın belirleyicisi haline geliyor. Sonra en çabuk beyin gelişiyor. 35. Gün ilk snaps, düşünme ve nöronlar arası iletişim başlar. 2. ay tüm iç organlar tamamlanır. 3. Ay tüm uzuvlar. Beşinci ayda farkındalık başlar. Dışarıyı algılar, ses ve diğer şeyleri ayırt etmeye başlarız.

7. ayda işler biraz daha telaşlanmaya başlar. Çünkü yerimiz dardır. Sonraki 2 ay 10 gün ise ne yaparsak kazanır ne yaparsak kaybederiz programı oluştururuz.

Seyahat rahim kanalında başlar. Karanlık bir tünelden ışıkla karşılaşma anına kadar. Işık göründüğünde çıplak, üşümüş ve açızdır. Yeni yerin farkındalığından bi-haber. Bambaşka bir dünyadır burası. Boyut değişmiştir. Göbek kordonumuz kesildiğinde, bizi besleyen ve rahatlatan herşeyle de bağımız kopar. Bütün bir hayatımız boyunca bu bağı tekrar düğümlemek için herşey yapılır. Göbek kordonundaki atar ve toplar damarlardan beslendiğimiz için, bu alışkanlığımızı yitirmek istemeyiz. Bu telaşla yeni tür beslenmeyi öğrenmemiz gerekir. Hava ve su ihtiyacımızı karşılamayı.

İlk deneyimimiz çok ışık, hareketlilik, ve kıçımıza vurulan anlamsız darbedir. Ses çıkarmamız gerekir. Çıkaramıyorsak panik başlar. Çünkü ses çıkararak yaşadığımızı kanıtlamamız gerekmektedir. İşte o andan sonra ses, varlığımızın kanıtıdır.

Çıplaklık, barınma ihtiyacı, enerji değişikliği yüzünden üşürüz. Enerji ihtiyacımızı karşılamak için yemek yemek, açlığımızı gidermek gerekir. Yemeğe saldırırız, sonra bu açlık; AKIL, DUYGU ve FİZİK açlığı olarak şekillenecektir.

Hiçbirimizin doğduktan sonraki ilk 72 saatte acı çekme fikri yoktur. Vücudumuza aldığımız herşeye tepki veririz. Bizim bu tepkilerimize verilen tepkilerden acı çemeyi öğreniriz. Hangi duyguyla ne yapacağımızı öğrendiğimiz gibi.

Hatırlatmakta yarar var: Hepimiz 300 milyon arasından sıyrılıp, o bir tane yumurtayı dölleyen eşsiz spermden oluştuk. Geri kalanlar dışkıyla atıldılar. Onlar artık yoklar. Bir biz başardık bu zorlu süreci. Bu yazıyı okuyan sizler, lütfen hala atılacakmışınız gibi yaşamayın. Eşsizliğinizi farkedin. Matrix’i seyredenlerin bileceği üzere; korku, şüphe ve inançsızlık ile yaşamayı bırakın.

Devam edecek… (Ben yalnızca bilet parasını ödemiştim!)

Cumhur

By Cumhur Dursun

Cumhur; Ankara doğumlu. Ziraat Yük. Mühendisi. Basketbol ve hentbol, bir zamanlar olmazsa olmazları. Askerlik sonrası Lever ile başlayan iş hayatı, devamında önemli firmalarla oluşturulmuş bir tecrübe ve bilgi denizine dönüştürmüş O'nu. Reklam oyunculuğu yaptığı günlerde, tanıştığı birinden öğrenmiş resim yazmayı ve 2003'te katıldığı bir seminerde de renklerin dünyasına düşmüş. O zamandan beridir; bazen yoğun bazen aylak, desenlerinin dünyasında. Desenlerine buradan ulaşabilirsiniz. Şimdilerde yazıyor, çiziyor, fikir üretiyor, websitesi tasarlıyor. Sitelerinden soulcan.com desenleri ile ilgili, f2r.net ise konusunda bilgili yazara ev sahipliği yapan bir blog. Sevmeyi, gülmeyi, seyahat etmeyi, okumayı, söylemeyi, dinlemeyi çok seviyor.

Leave a comment